Melih Aşık: Erciş biliniyordu!

TOKİ yapılan tavsiye üzerine binalarını Erdemkent olarak bilinen alana taşımış…
Ancak diğer tavsiyeleri yanıtsız kalmış… Erciş’le ilgili raporlar rafa kaldırılmış.
Ali Özvan diyor ki:
“Malumunuz bundan 500 yıl, 1000 yıl önce şu anki inşaat teknolojisi yoktu. Peki, hazır beton yokken, nervürlü demir yokken, Van kalesinin üzerindeki surlar, Akdamar kilisesi, İstanbul’da Kız Kulesi, Galata Kulesi ve diğer tarihi yapılar nasıl ayakta kaldı? Tek nedeni vardı, zeminlerinin kaya olması… Zemin fazla sağlam olmayabilir. O zaman binayı zemine göre yaparsınız. Her şey kuralına göre yapıldığında deprem bizim için sorun olmaktan çıkacaktır. Ben depremde iki yakınımı kaybettim. Benim gibi işin farkında olan biri bile ülkedeki önyargılardan dolayı yakınlarını kurtaramıyor. İçim yanıyor…”
Sağlam zemine sağlam bina… Depremden kurtuluşun formülü bu…
Bu konuda ne kadar duyarlıyız?
Prof. Semih Tezcan televizyon ekranında açıkladı:
- İstanbul’da okul, hastane, yurt gibi 54 bin kamu binasının yalnızca yüzde 1,5’i elden geçirilmiştir…
Deprem bölgesinden dönen Büyük Çekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, bir depremde İstanbul’un vereceği kayıpları düşünmek bile istemiyorum, diyordu dün telefonda…
İstanbul ve diğer kentler depreme hazırlıksız… ölümü bekliyor ne yazık ki…
Deprem bölgesinde çadır ve battaniye sorunu yaşanıyormuş.
Demek ki neymiş, nohuta, kömüre, deterjana ayrılan kaynağı böyle günleri düşünerek daha akılcı kullanabilirmişiz..
H. Ertem
* * *
Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel,
“PKK – MİT görüşmesini basından öğrendim” demiş.
PKK’nın bildiği şey Genelkurmay’dan
neden sakllanır ki?
F. Fidan
Demek ki neymiş, nohuta, kömüre, deterjana ayrılan kaynağı böyle günleri düşünerek daha akılcı kullanabilirmişiz..
H. Ertem
* * *
Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel,
“PKK – MİT görüşmesini basından öğrendim” demiş.
PKK’nın bildiği şey Genelkurmay’dan
neden sakllanır ki?
F. Fidan
Amerika yakalar – 2
Dünkü “Amerika Yakalar” başlıklı yazımızda ABD’nin Türkiye ile istihbarat paylaşımındaki kuşkuları dile getirmiş, şöyle demiştik:
“Ne iktidar ne muhalefet ABD’ye:
- PKK canileri yıllardır sizin kontrolünüzdeki topraklarda üsleniyor, bu işe bir son verin ya da bırakın biz verelim, diyemiyor…”
ABD Büyükelçisi Ricciardone dün saat 11:00’de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu Genel Merkez’de ziyaret etti. Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu’nun bildirdiğine göre…
Kılıçdaroğlu sohbet sırasında Büyükelçi’ye bizim sütundaki eleştirileri de aktarmış.
Ricciardone iki ülke arasında kamuoyuna yansıyandan daha fazla bir işbirliği olduğunu söylemiş…
Sonuçları göze görünmeyen bir işbirliği bu!
Dünkü “Amerika Yakalar” başlıklı yazımızda ABD’nin Türkiye ile istihbarat paylaşımındaki kuşkuları dile getirmiş, şöyle demiştik:
“Ne iktidar ne muhalefet ABD’ye:
- PKK canileri yıllardır sizin kontrolünüzdeki topraklarda üsleniyor, bu işe bir son verin ya da bırakın biz verelim, diyemiyor…”
ABD Büyükelçisi Ricciardone dün saat 11:00’de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu Genel Merkez’de ziyaret etti. Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu’nun bildirdiğine göre…
Kılıçdaroğlu sohbet sırasında Büyükelçi’ye bizim sütundaki eleştirileri de aktarmış.
Ricciardone iki ülke arasında kamuoyuna yansıyandan daha fazla bir işbirliği olduğunu söylemiş…
Sonuçları göze görünmeyen bir işbirliği bu!
Reception…
Acı haberlerin iktidardakiler için bir tatlı tarafı var: Resepsiyonları iptal bahanesi oluyor…
30 Ağustos Resepsiyonu, artan terör ve şehitler nedeniyle…
Meclis Açılış Resepsiyonu, artan terör ve şehitler nedeniyle…
Adli Yıl Açılış Resepsiyonu, artan terör, şehitler ve Somali’deki durum nedeniyle…
29 Ekim Resepsiyonu, Van depremi nedeniyle iptal edildi…
Hayır resepsiyon delisi değiliz de iptaller üst üste gelince ve de iktidardakilerin resepsiyon fobileri bilinince durum dikkati çekiyor. Görmezden gelemiyoruz…
Acı haberlerin iktidardakiler için bir tatlı tarafı var: Resepsiyonları iptal bahanesi oluyor…
30 Ağustos Resepsiyonu, artan terör ve şehitler nedeniyle…
Meclis Açılış Resepsiyonu, artan terör ve şehitler nedeniyle…
Adli Yıl Açılış Resepsiyonu, artan terör, şehitler ve Somali’deki durum nedeniyle…
29 Ekim Resepsiyonu, Van depremi nedeniyle iptal edildi…
Hayır resepsiyon delisi değiliz de iptaller üst üste gelince ve de iktidardakilerin resepsiyon fobileri bilinince durum dikkati çekiyor. Görmezden gelemiyoruz…
Fener ve Ergenekon
Gazeteci Müyesser Yıldız, “OdaTV” davası nedeniyle 8 aydan beri tutuklu. Tutuklanma gerekçesi, bilgisayarında bulunduğu iddia edilen belgeler idi. Avukatının müracaatı üzerine, ODTÜ Mühendislik Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Göktürk Üçoluk ve araştırma görevlisi Gökdeniz Karadağ bir rapor hazırladılar.
İncelemede “Dosyalar, bilgisayar korsanlığı yoluyla yüklendi” sonucu çıktı…
Aynı virüsler “OdaTV” bilgisayarlarında çıktı. OdaTV sanıkları da bu yüzden hapisteler.
Ancak OdaTV avukatları, bilgisayarların hard disk asılları ve imajlarını bir türlü alamıyorlar.
Mahkemeden alabilir ve inceleme yaptırırlarsa aynı sonucun çıkacağı büyük olasılık…
Peki aynı sonuç çıkar.. Yani kanıtların düzmece olduğu anlaşılırsa ne olur?
Elbette sanıkların tahliyesi gündeme gelir…
Ne var ki, ne Ergenekon, ne Balyoz davalarında sıra bir türlü kanıtların incelenmesine gelmiyor.
Çünkü yasa önce sanıkların savunmalarının alınmasını emrediyor.
Bu arada davalar birbirine eklendiği için sanık sayısı artıyor…
Savunmalar uzadıkça uzuyor…
Delil incelemesine sıra bu yüzden gelmiyor…
Avukatlar bir sanık savunmasını yaptıktan sonra onunla ilgili kanıtların incelenmesi gerektiğini savunuyor.
Mahkemeler bu olağan talebi de kabul etmiyor.
Deniz Feneri e.V davasında tutuklama peşin cezaya dönüştü gerekçesiyle sanıklar 3 ayda tahliye edildi.
Ergenekon ve Balyoz davalarında tutukluluk süreleri yıllarla ifade ediliyor…
Ancak tahliye kararı çıkmıyor… Hukuk aynı ülkede böylesine farklı işliyor…
Gazeteci Müyesser Yıldız, “OdaTV” davası nedeniyle 8 aydan beri tutuklu. Tutuklanma gerekçesi, bilgisayarında bulunduğu iddia edilen belgeler idi. Avukatının müracaatı üzerine, ODTÜ Mühendislik Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Göktürk Üçoluk ve araştırma görevlisi Gökdeniz Karadağ bir rapor hazırladılar.
İncelemede “Dosyalar, bilgisayar korsanlığı yoluyla yüklendi” sonucu çıktı…
Aynı virüsler “OdaTV” bilgisayarlarında çıktı. OdaTV sanıkları da bu yüzden hapisteler.
Ancak OdaTV avukatları, bilgisayarların hard disk asılları ve imajlarını bir türlü alamıyorlar.
Mahkemeden alabilir ve inceleme yaptırırlarsa aynı sonucun çıkacağı büyük olasılık…
Peki aynı sonuç çıkar.. Yani kanıtların düzmece olduğu anlaşılırsa ne olur?
Elbette sanıkların tahliyesi gündeme gelir…
Ne var ki, ne Ergenekon, ne Balyoz davalarında sıra bir türlü kanıtların incelenmesine gelmiyor.
Çünkü yasa önce sanıkların savunmalarının alınmasını emrediyor.
Bu arada davalar birbirine eklendiği için sanık sayısı artıyor…
Savunmalar uzadıkça uzuyor…
Delil incelemesine sıra bu yüzden gelmiyor…
Avukatlar bir sanık savunmasını yaptıktan sonra onunla ilgili kanıtların incelenmesi gerektiğini savunuyor.
Mahkemeler bu olağan talebi de kabul etmiyor.
Deniz Feneri e.V davasında tutuklama peşin cezaya dönüştü gerekçesiyle sanıklar 3 ayda tahliye edildi.
Ergenekon ve Balyoz davalarında tutukluluk süreleri yıllarla ifade ediliyor…
Ancak tahliye kararı çıkmıyor… Hukuk aynı ülkede böylesine farklı işliyor…
Melih Aşık
Milliyet
Milliyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder